
Descartes "Düşünüyorum, öyleyse varım" demiştir. Peki, sahiden aslında bu kadar basit gözüken bir cümleyi düşündüğümüzde değeri neden daha çok artmakta? Bunun cevabı, aslında biraz da insan oluşumuzda saklıdır. Descartes öyle manidar bir cümle söylemiştir ki, onun söylediği cümleyi düşünürken bile varlığımızı hissederiz; işte bu paradoksun ta kendisidir.
İnsanı incelediğimizde, insana manidar gelen her şey anlam dünyasındadır. Anlam dünyasının insandaki tezahürü ise insan zihninden geçen düşüncelerdir. Bu yüzden düşüncelerimiz, bizim varlığımızı en temelden hissettiren yegane şeylerdir. İnsanı temel olarak diğer varlıklardan ayıran yaratılmışların en şereflisi sıfatına nail olmasını sağlayan temel değer aslında kompleks düşünce ve vicdan sürecidir. Bu süreç, bizi bütün canlılardan ayırır.
Bununla birlikte, bu düşünceler insan dünyasında bir takım duygulara sebep verir. Düşünürüz ve daha sonra içimizde derinlerde bir duygu beliriverir; bu bazen sevinç, bazen keder, bazen öfke olabilir. Bu yüzdendir ki düşünebilmek, hem insanın lütfu hem de lanetidir. Cevaplayamayacağımız dehşet sorular aklımızda belirebilir, bazense cevaplara bir anda ulaşırız.
Aslında bu gibi nedenlerden dolayı düşünce sürecini yönetebilmek, duyguları da yönetmek anlamına gelir. Bu da bazen düşünce süreçlerimizi yönetememek bizi depresyon, anksiyete gibi çeşitli rahatsızlıkların pençesine iter. Düşünce süreçleri bu nedenlerden dolayı asla hafife alınmaması gereken süreçlerdir.
Sokakta eski bir arkadaşımın benim olduğum tarafa doğru yürüdüğünü ve selam vermediğini gördüğümde ne düşünürüm? "Beni görmemezlikten geldi, ne kadar nankör biri" diyebilirim veya "Acaba bir sorunu mu var, o yüzden mi bu kadar dalgın?" diyebilirim. İlk düşüncem bende öfke halini uyandırır, ikinci düşüncemde ise üzüntü ve şefkat halini uyandırır. Bu ve bunun gibi düşünce süreçlerinin insanın duygularını ve davranışlarını etkilediğine dair daha birçok örnek verilebilir.
Bu bakımdan, bu hayatı kendimiz ve başkaları için daha yaşanılır kılmak istiyorsak, yaşadığımız olaylara gerçekçi çerçevemizi kaybetmeden olumlu ve problem çözücü şekilde bakmamızın çok etkili olacağı kanısındayım. Belki de bir de bakmışsınız ki, rahatsızlık olarak adlandırdığınız problem, bir bakış açısı farkındalığıyla olumlu bakabilmekle çözülmüş. O zaman ben de yazımı şöyle bitireyim: İyi düşünüyorum, o halde daha iyi olacağım.
#kayseripsikolog
kayseri psikolog