
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, halk arasında bilinen şekliyle çocukların fazlaca hareketli olması, aynı zamanda dikkat gerektiren işlerde ve derslerde dikkatlerini bu konulara verememesi sonucunda akademik başarısızlığa ve uyum sorunlarına yol açabilen bir tür rahatsızlıktır. Fakat bilinenin aksine, dikkat eksikliği ve hiperaktivite yetişkinlerde de gözlemlenebilen bir durumdur.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivitenin erkek çocuklarda 2-3 kat daha sık oluştuğu gözlemlenmiştir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivitenin asıl nedeni hala tam olarak keşfedilememiştir; fakat yapılan araştırmalar neticesinde beyindeki mutluluk hormonu olarak bilinen dopamin hormonunun bu kişilerde daha az seviyelerde olduğu ve sosyal muhakemeyi sağlayan beyin bölgesinin normal kişilere göre daha az çalıştığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte, beyinlerinde bulunan gri maddenin normal kişilere göre daha az bulunduğu da belirlenmiştir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivitenin temel olarak oluşmasını sağlayan faktörler, birçok rahatsızlıkta olduğu gibi, genetik, çevresel ve psikolojik etkilerin birleşmesinden meydana gelir. Annenin hamilelik sürecinde sigara ve alkol kullanımı, erken doğum gibi faktörler de tetikleyici nedenlerdendir.
Mental Bozuklukların Teşhis ve İstatistik El Kitabı,5. baskıya (DSM-5) göre 3 tür hiperaktivite ve dikkat eksikliği türü vardır:
• Dikkatsiz DEHB
• Hiperaktif/dürtüsel DEHB
• Kombine DEHB
Genel olarak, DEHB erkeklerde yaklaşık iki kat daha yaygındır, ancak oranlar bozukluğun türe göre değişir. Ağırlıklı olarak hiperaktif/dürtüsel tip, erkeklerde 2 ila 9 kat daha yaygındır ve dikkat eksikliğinin önde olduğu tip ise her iki cinsiyet arasında eşit olarak dağılmıştır. DEHB'ye ailesel bir yatkınlık var gibi görünmektedir.
Genel olarak dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) belirtileri şunlardır:
• DEHB'li çocuklar sürekli kıpır kıpır hareket halindedirler
• Başkaları konuşurken dinlemek için odaklanmazlar
• Sessiz oyun oynayamazlar
• Dikkatleri kolay bir şekilde dağılır
• Sıklıkla başkalarının sözünü keserler
• Düşünmeden hareket etme eğilimi vardır
• Amaçsızca koşup, tırmanmaya çalışırlar
• Çok konuşurlar
• Bir şeyleri kaybedip, unutmaları sık sık yaşanabilir
• Görevleri tamamlamada zorlanırlar, sıkılıp başka bir şeyle ilgilenmeye başlarlar
DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu), çocukluk çağında başlayan, ancak yetişkinlikte de devam edebilen bir nörogelişimsel bozukluktur. DEHB, dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu belirtiler kişinin okul, iş ve sosyal yaşamını olumsuz etkileyebilir. DEHB, özellikle çocuklarda sık görülse de, yetişkinlerde de önemli sorunlara yol açabilir.
DEHB Belirtileri
DEHB, üç ana belirtiler kümesi ile karakterize edilir:
1. Dikkat Eksikliği: Kişinin bir göreve odaklanmakta zorlanması, unutkanlık, sürekli yapılan işten kopma eğilimi.
2. Hiperaktivite: Aşırı hareketlilik, yerinde duramama, sürekli kıpırdanma veya konuşma gibi belirtiler.
3. Dürtüsellik: Sabırsızlık, düşünmeden hareket etme, söz kesme veya sırasını beklemekte zorlanma.
Bu belirtiler bireylerde farklı yoğunluklarda ve kombinasyonlarda ortaya çıkabilir.
DEHB Tedavi Yöntemleri
DEHB’nin tedavisi, bireyin yaşı, belirtilerin şiddeti ve ihtiyaçlarına göre belirlenir. Tedavi genellikle aşağıdaki yöntemleri içerir:
1. Psikoterapi:Terapi süreci, bireylerin dikkat eksikliği ve dürtüsellikle başa çıkmalarına yardımcı olur. Bir takım terapötik tekniklerle bireylerin düşünce kalıplarını ve davranışlarını değiştirmelerine yardımcı olmayı amaçlar.
2. İlaç Tedavisi: DEHB’de sıklıkla kullanılan ilaçlar arasında stimulantlar (metilfenidat ve amfetamin türleri) ve bazı non-stimulan ilaçlar yer alır. İlaç tedavisi, dikkat süresini artırmak, hiperaktiviteyi ve dürtüselliği azaltmak amacıyla uygulanır. Doktor kontrolünde ve düzenli takiplerle kullanılması önemlidir.
3. Eğitim ve Destek Programları: DEHB olan bireyler için özel eğitim programları ve aile eğitimi, semptomların yönetimi için önemlidir. Aileler, öğretmenler ve yakın çevre, kişinin DEHB ile başa çıkmasında destekleyici bir rol oynar.
4. Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Düzenli uyku, sağlıklı beslenme, egzersiz ve planlama becerilerinin geliştirilmesi gibi yaşam tarzı değişiklikleri de DEHB yönetiminde faydalı olabilir.
Sonuç
DEHB, yaşam boyu devam edebilen bir durumdur ancak doğru tedavi ve destekle yönetilebilir. Tedavi süreci, kişinin hayatını olumlu yönde etkiler ve günlük yaşamda işlevselliğini artırır. DEHB tanısı konulan bireylerin bir uzmandan destek alarak kendilerine uygun tedavi yöntemlerini keşfetmeleri önemlidir.
#kayseripsikolog
#psikolog