
İnsanlar olarak hepimizin bir takım benzer özellikleri vardır. Fiziksel olarak başka insanlara benzediğimiz kadar, duygusal ve düşünce dünyasında da ayrıştığımız noktalar kadar birleştiğimiz, benzediğimiz noktalar vardır. Hepimizin duygulanma seviyeleri, tepki gösterme hızı veya karamsarlık-iyimserlik gibi konularda bir takım farklılıklarımız olabilir; fakat insanın düşünme süreci genel olarak bazı açılardan benzer şekilde işler.
Düşünceler genel olarak baktığımızda, bizi iyi şeylere de sevk edebilir, kötü sonuçlara da. Çünkü düşünce sürecini yönetebilmek başlı başına ayrı bir sanattır. Bu açılardan duyguları, düşünceleri ve davranışları orkestraya benzetirim; hepsinin elinde bir çalgı aleti vardır. Fakat birinin veya ikisinin mükemmel çalması orkestra için yeterli değildir; önemli olan, bütün sistemin yani bütün çalgıların belirli bir ahenk ve düzen içinde çalınmasıdır.
Bu bağlamda, her ne kadar ahengin önemini vurgulasak da, bazen düşüncelerin kontrolünü sağlamakta zorlanabiliriz ve bunun sonucunda kendimizi düşüncelerin dünyasında sıkışıp kalmış gibi hissedebiliriz. Düşünceleri durduramayız, kontrol edemeyiz; aşırı düşünmeye başlarız ve bu durumun üstesinden nasıl geleceğimizi bilemeyiz. Bu noktada, bazı konularda aşırı derecede düşünmeye başladığımızı fark ederiz. Peki, bu durumun üstesinden nasıl gelinmelidir?
İlk olarak, üstesinden gelmemiz gereken konular hakkında bilgi sahibi olmamız gerekmektedir. Bir insanın zihninden bir günde yaklaşık olarak 60-80 bin arasında düşünce geçer. Düşünceler, insan zihninde sürekli akan bir nehir gibidir; bu nehri durdurmaya çalışmak bize mantıklı sonuçlar vermeyecektir, çünkü sanılanın aksine düşüncelerin üzerinde tamamen bir kontrol sağlanamaz. O yüzden aklımıza istemediğimiz bir takım düşünceler geldiğinde, bu düşünceleri kovmaya çalışmak o düşüncenin daha çok gelmesini sağlayacaktır. Bu açıdan, burada yapılması gereken teknikler daha farklıdır.
Aklımıza istemediğimiz bir düşünce geldiğinde, bu hangi olayla ilgiliyse bu olayın üstesinden nasıl gelebileceğimiz ile ilgili düşünüp harekete geçebiliriz. Veya aklımıza istemediğimiz düşünceler geldiğinde, düşüncelerin gücünün bizim yüklediğimiz anlamlardan ibaret olduğunu hatırlayıp, bizi rahatsız eden düşünceye verdiğimiz anlamı tekrardan yapılandırabiliriz.
Aşırı Düşünmenin Nedenleri:
1. Kaygı ve Stres: Günlük yaşantımızdaki yoğun stres faktörleri, gelecek endişesi ve iş veya okul gibi alanlarda yaşanan baskılar, zihni sürekli tetikte tutabilir.
2. Geçmiş Travmalar: Geçmişte yaşanan olumsuz deneyimler, bilinçaltımızda izler bırakır. Bu izler, gelecekte aynı durumlarla karşılaşma olasılığını abartarak düşünce döngülerine sebep olabilir.
3. Mükemmeliyetçilik: Mükemmeliyetçi insanlar her şeyi en ince ayrıntısına kadar analiz etme eğilimindedir. En iyi kararları vermek isterken kendilerini zihinsel bir döngüye sokabilirler.
4. Düşük Öz Güven: Kendine güveni düşük kişiler, başkalarının düşüncelerine ve yorumlarına çok fazla takılabilir, yanlış yapma korkusuyla sürekli düşüncelere dalabilir.
5. Kontrol İhtiyacı: Bazı insanlar, her şeyi kontrol etme ihtiyacı duyar ve bu kontrolü kaybetme korkusu, sürekli düşünme döngüsüne yol açabilir.
Aşırı Düşünmeyi Nasıl Yenebilirim:
1. Düşünceleri Kabul Etme ve Serbest Bırakma: Zihnimize gelen düşünceleri kabullenip onları “durdurmaya” çalışmadan bırakmak etkili bir yöntemdir. Düşünceleri bastırmak, onları daha güçlü hale getirebilir.
2. Farkındalık Uygulamaları: Anı yaşamak ve anda kalmaya odaklanmak, aşırı düşünmeyi azaltabilir. Farkındalık uygulamaları, zihinsel odağı düzenlemeye yardımcı olur.
3. Fiziksel Aktivite: Düzenli egzersiz, stresi azaltır ve endorfin gibi mutluluk hormonlarının salgılanmasını sağlar. Bu da düşüncelerinizi hafifletmeye yardımcı olabilir.
4. Düşünce Günlüğü Tutmak: Aklınıza takılan düşünceleri yazmak, onları somutlaştırarak zihninizden uzaklaştırmanıza yardımcı olabilir. Bu, aynı zamanda düşünce kalıplarınızı anlamanızı sağlar.
5. Profesyonel Destek: Aşırı düşünme yoğun bir hale gelmişse bir terapistten destek almak yararlı olabilir. Terapi teknikleri, kişilerin olumsuz düşünce kalıplarını fark etmelerine ve bunları dönüştürmelerine yardımcı olur.
6. Kendine Sınır Koyma: Belirli bir konuda çok fazla düşündüğünüzü fark ettiğinizde kendinize sınır koyarak bu döngüyü durdurabilirsiniz. Örneğin, “Bu konu hakkında 10 dakika düşüneceğim ve sonra bırakacağım,” gibi sınırlar koyabilirsiniz.
7. Sağlıklı Sosyal İlişkiler Kurma: Destekleyici sosyal ilişkiler kurmak, zorlandığınız konularda diğer insanların bakış açısını görmenizi sağlar ve size başka bir perspektif sunar.
Sonuç olarak aşırı düşünmek, pek çok insanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyen yaygın bir durumdur. Kişiyi zihinsel olarak yorar, enerji kaybına yol açar ve günlük işlere odaklanmayı zorlaştırır. Ayrıca, aşırı düşünme, kişilerde kaygıyı arttırarak anksiyete ve depresyon gibi ruhsal sağlık sorunlarına zemin hazırlayabilir. Bu nedenle, aşırı düşünme alışkanlığını kontrol altına almak, hem zihinsel sağlığı korumak hem de hayat kalitesini artırmak adına önemlidir.
Düşünceleri kontrol altına almak, hayatımızda daha dengeli bir zihin ve duygu durumu oluşturmamıza yardımcı olur. Farkındalık tekniklerini uygulamak, düşünceleri kabullenmek ve serbest bırakmak, insanın kendisini daha iyi anlamasını sağlar. Zihnimiz sürekli olarak geçmiş ve gelecekle meşgulken, bu anlık duruşlar bize huzur ve netlik kazandırır. Aynı zamanda, düşünceleri yazıya dökme gibi yöntemlerle zihin karmaşası hafifletilebilir ve içsel denge sağlanabilir. Aşırı düşünmenin getirdiği ağırlıktan kurtularak kendimize zaman kazandırmak, daha sağlıklı ilişkiler kurmamıza ve kariyerimizde daha etkili kararlar almamıza da katkı sağlar.
Bireylerin sosyal destek sistemlerini güçlendirmeleri ve profesyonel yardım almayı bir seçenek olarak görmeleri de aşırı düşünmeyle mücadelede büyük önem taşır. Terapiler, kişinin olumsuz düşüncelerini tanımasına ve onları daha işlevsel bir hale dönüştürmesine yardımcı olabilir. Düzenli olarak yapılan fiziksel egzersizler ise bedensel olarak rahatlamayı sağlarken, zihni dinlendirme konusunda da oldukça etkili bir yöntemdir.
Sonuç olarak, aşırı düşünme ile başa çıkmak mümkün ve bu çabanın sonuçları oldukça tatmin edicidir. Herkes kendi zihinsel sağlığını koruma ve geliştirme konusunda adımlar atabilir. Aşırı düşünmeyi azaltmak, kişinin hem kendisiyle hem de çevresiyle daha uyumlu bir yaşam sürmesine olanak tanır. Hayatın kontrol edilemeyen yönlerini kabullenmek ve sadece kontrol edebildiklerimize odaklanmak, içsel huzura giden yolda en güçlü adımlardan biridir. Bu süreçte, sabırlı ve kararlı olmak, alışkanlıkları değiştirmek için önemlidir. Zihinsel olarak daha dengeli, huzurlu ve mutlu bir yaşam, düşüncelerimizi kontrol altına almayı başardığımızda mümkün olur.
#kayseripsikolog
#psikolog